Türkiye otomotivinde büyük hedef

Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği’nin (OYDER) sektör tarafından büyük ilgi ile karşılanan Otomotiv Kongresi, 5 yıl aranın ardından “Sürdürülebilir Yetkili Satıcılık” temasıyla gerçekleştirildi. Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan ile birlikte sektörün önde gelen isimleri kongrede buluşurken,  değişen iş modelleri ve gelişen yeni teknolojiler ele alınarak, otomotiv dünyasının yarınına odaklanıldı. Kongrede yetkili satıcılık mesleğinin bugünü ve geleceğine yönelik tüm projeksiyonlar sektör profesyonelleri tarafından değerlendirildi. 

 

 

OYDER Başkanı Dr. K. Altuğ Erciş tarafından yapılan kongrenin açılış konuşmasının ardından sektör temsilcilerine hitap eden Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, motorlu kara taşıtlarının ticareti hakkında yapılan değişiklikle distribütörlere de bazı yükümlülükler getirdiklerini belirterek şunları söyledi; 

 

“Yetkili satıcıyı 1 ay içinde son 3 yıllık satışlarının aylık ortalamasından fazla taşıt almaya zorlamaması, fatura tarihinden sonra, taşıt fiyatında artış yapmaması, taşıtı 15 gün içinde yetkili satıcıya teslim etmesi, yetkili satıcının taşıt satışlarını ve kampanyalara katılımlarını mal veya hizmet alımı gibi şartlara bağlamaması gibi kuralları devreye aldık. Yine, sektörden gelen taleplere istinaden, yetki belgesi alınması için gerekli olan şartlar arasından iş yeri açma ve çalışma ruhsatını çıkardık ek olarak 1 Mart 2025 tarihine kadar yapılacak yetki belgesi başvurularına lise mezuniyeti şartına muafiyet getirdik.”

Tarihi rekor geldi

 

Bakan Yardımcısı Gürcan, otomotiv sektör ihracatında 2024 yılının ilk 9 ayında 26.9 milyar dolarlık rekor bir rakama ulaşıldığını belirterek, “Bu tarihi rekor için otomotiv sektörünün tüm temsilcilerini tebrik ediyorum. Son yıllarda ardı ardına yaşanan küresel krizler özellikle 2019’da başlayan pandemi ve ardından Ukrayna-Rusya savaşı ve çatışmalara rağmen otomotiv üretiminde dünyada son 5 yılda 15. sıradan 13. sıraya yükselmiş bulunuyoruz. Bu bizim doğru yolda olduğumuzu göstermektedir. Ülkemiz güçlü sermaye yapısı, nitelikli iş gücü, stratejik coğrafi konumu ve yüksek kalite standartları ile otomotiv sanayimiz uluslararası pazarda güçlü ve rekabetçi bir aktör durumundadır” şeklinde konuştu.

 

Bakan Yardımcısı Gürcan, otomobil ilanları ile ilgili olarak bazı sosyal medya platformlarına yönelik yeni yönetmeliklerin geleceğini söyleyerek “Şu anda tespitleri yapıyoruz. Onlar ya bize uyacaklar ya da uymadıkları takdirde her ilan başına 10-100 bin TL arası ceza uygulanacak” dedi. 

 

Pandemiden en fazla etkilenen sektör otomotiv oldu

OYDER Başkanı Dr. K. Altuğ Erciş Otomotiv Kongresi’nin açılış konuşmasında pandemi dönemini de içine alan son beş yılı değerlendirerek “Beş yılın yalnızca sektörümüz açısından değil, bütün dünya açısından ne denli büyük sıkıntılar getirdiğini acı bir şekilde tecrübe ettik. Sektörümüz de dünya genelinde pandemiden en fazla etkilenen sektörlerin başında geldi. Ortalama bir otomobil fabrikasında üretim bandındaki bir saatlik aksamanın 50 bin ile 500 bin dolar arasında bir zarar vereceğini düşünürsek, bütün dünyayı kasıp kavuran pandeminin sektörümüz özelinde ne denli büyük ve olumsuz etkiler bıraktığını daha iyi anlarız” dedi. 

5 milyar dolarlık yatırım, 140 bin istihdam

Otomotivin, Türkiye ekonomisinin belkemiğini oluşturan en önemli sektörlerden biri olduğuna dikkat çeken Erciş şunları söyledi;

 

“13 farklı yerli üretici ve 52 markanın birlikteliği söz konusu olduğu yetkili satıcılar olarak, 1.250’den fazla işletme ile bu devasa yapının dinamiklerini sürdürüyor ve 140.000 kişiyi doğrudan bu çarkların içine dahil ederek, Türkiye ekonomisinin büyük güçlerinden birisi olarak yolumuza kararlılıkla devam ediyoruz. Tamamı yerli sermaye ile oluşturulmuş 5 milyar dolarlık yatırım, bu sektöre olan inancın ve güvenin somut bir göstergesi olarak parlıyor. Türkiye otomotiv endüstrisi, 2023 yılında, bir önceki yıla kıyasla yüzde 13 artışla, 35 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Bu sonuç, araç satış adedinde olduğu gibi tüm zamanların rekorudur.  Ayrıca 2023 yılında ülke ihracatının da lideri olarak tamamlayan sektörümüzün toplam ihracattaki payı yüzde 15,8 oldu.

 

Pandemi döneminin gölgesinde geçen 2020-2022 yılları, otomotiv sektörü için derin izler bırakan zorlu yıllardı. Bu dönemde araç bulunurluğu konusunda ciddi sıkıntılar yaşadık. Üç yıl üst üste otomobil ve hafif ticari araç pazarı, 740 ila 780 bin bandında seyretti. Ancak bu rakamlar, gerçek talebin yalnızca yarısıydı. Müşteri talebi iki katına çıkmışken, araç bulmak, istenilen modeli ve rengi bulmak adeta imkansız hale gelmişti. Tıpkı az bulunan her şeyin daha da kıymetli hale gelmesi gibi araçların da değeri arttı ve markalar birbirleriyle rekabet etmek yerine, daha fazla araç bulmaya odaklandı. Bu durumda ürünün değerlenmesi ve fiyatların artması, kaçınılmaz bir sonuç olarak karşımıza çıktı. Ancak bu fiyat artışı, birçok kişinin düşündüğü gibi liste fiyatlarının artması ya da markaların bayilerine ekstra kar marjları sağlamasıyla değil, markaların daha az kampanya yapması ve bayilerin daha sınırlı indirimler sunması nedeniyle gerçekleşti. Burada asıl yanılgı, pandemi öncesinde bayilerin düşük kar marjları ile faaliyet göstermeye zorlanmış olmalarından kaynaklanmaktadır. 

Pandemi öncesi dönemde bayiler yüzde 2, yüzde 3 gibi oldukça düşük kar marjları ile çalışarak ayakta kalmaya çalışmaktaydı. Bu olağandışı durum, pandemi döneminde olması gereken makul kar marjlarının uygulanmasıyla birlikte, haksız yere ‘fırsatçılık’ gibi algılandı. Oysa ki, pandemi döneminde uygulanan kar marjları, sektördeki sağlıklı işleyişi yeniden sağlamak adına normaldi ve gerekliydi. 

 

Bayiler olarak bizler her yaptığımız işlemi kayıt altında tutarak bunları yaparken, bazı müşteriler yeni aldıkları araçları, satın aldıkları aynı gün içerisinde yüzde 25 daha yüksek fiyata 2.el olarak satabildiler. Bu gibi durumlar, piyasadaki arz ve talep dengesizliği daha da artmasına sebep oldu. Üzülerek vurgulamam gerekiyor ki yanlış uygulamalar sergileyen ve araç satışlarını başka hizmet ve ürünlerin satışıyla ilişkilendiren bazı işletmeler de oldu. Bunun sayısı oldukça sınırlıydı ve devletimizin denetleyici unsurları bu işletmelere yönelik yaptığı denetim ve incelemeler sonucunda gerektiğinde ağır yaptırımlar uyguladı. Ne var ki, bu az sayıdaki olumsuz örnek bile liyakatla çalışan, Yetkili Satıcılarımızın haksız bir genellemeyle değerlendirilmelerine de yol açtı. Bizler bu nedenle sektördeki paydaşlar arasında şeffaf iletişim kanalları oluşturulmaya ve yanlış bilgilendirmelere karşı proaktif bir duruş sergilemeye de bundan sonraki süreçte özen göstermeye devam edeceğiz.” 

 

Hacim 2 trilyon TL’ye ulaştı

Motorlu kara taşıtların ticareti 2023 yılında brüt satış değeri olarak 2 trilyon TL ile bir önceki yıla göre yüzde 211 artış gösterdiğine de işaret eden OYDER Başkanı Dr. K. Altuğ Erciş sözlerine şöyle devam etti; 

 

“Faaliyet karının net satışlara oranı ortalama yüzde 3.3 oldu. Bununla birlikte, yabancı kaynakların bilançoya oranı ortalama yüzde 67.1, kısa vadeli kaynaklar toplamının ise yüzde 57.1 olduğunu gördük. Bu rakamlar bir kez daha bizlere sektörün ne derece büyük olduğunu ancak karlılığın düşük, borçluluğun yüksek ve borç vadesinin kısa olduğunu göstermektedir. Finansal getirilerin başka alanlarda bu kadar yüksek olduğu bir dönemde, aylık stok maliyetinin yüzde 4’leri aştığı reel sektörde ticaret yapmaya devam etmek zaten mantıkla açıklanamaz. 2023 yılında motorlu taşıtların ÖTV geliri, toplam vergi gelirleri içerisindeki payı yüzde 9.8 olarak gerçekleşti. Her işlemi kayıtla yapılan, giriş çıkışları açık net olan bir sektörün bu denli incitilmesi öncelikle motivasyonumuzun kırılması ve hizmet sektörünün aksamasına neden olacaktır. İyi günde de, kötü günde de showroomlarımızı açıyor, tutkumuzu sürdürerek satış yapıyor ve servis hizmeti sunuyoruz. Umuyoruz ki, üzerimize haksız yere yapıştırılan olumsuz etiketler, kısa zamanda silinecek ve bizler, hak ettiğimiz değerlerimizle toplumun gözünde yeniden canlanacağız.”

Distribütörler ve bayiler denge içinde olmalı

Erciş, distribütörler ve bayiler arasında da bir denge olması gerektiğini de dile getirerek, “Aksi takdirde, bu denge bozulur ve sonuç olarak sektörün hiçbir bileşeni bu durumdan kazançlı çıkamaz. Satışların zorlandığı her dönemde bizlere baskı yaparak, kar marjlarımızı azaltmak ya da fazla stok yüklemek yalnızca bize değil, sizlere de zarar verir. Bu krizlerden çıkardığımız derslerle, gönül rahatlığıyla diyorum ki, şimdi birlik olma zamanıdır. Bizler her birimizin katkısıyla daha güçlü bir yapıya dönüşebiliriz ve bunu da başaracağız” diye konuştu.

 

Kongrede ayrıca Sinan Özkök’ün moderatrölüğünde,Mercedes-Benz Otomotiv İcra Kurulu ve Otomobil Grubu Başkanı Şükrü Bekdikhan,  Volvo Car Küresel Yedekparça Ticari Operasyonlar Başkanı Sabri Sözen, Stellantis Türkiye İcra Kurulu Başkanı İbrahim Anaç ve  Fiat İş Birimi Direktörü Altan Aytaç’ın konuşmacı olarak katıldığı “Türkiye’de Yetkili Satıcılığın Geleceği” konulu bir panel de düzenlendi. Automobility Kurucusu ve Şanghay Amerikan Ticaret Odası Otomotiv Komitesi Başkanı Bill Russo da Çin otomobil ekonomisi ve otomobil pazarını çok yönlü olarak değerlendirdiği bir konuşma yaptı.