Çinlilerin karşısında değil, yanında olunmalı

TAYSAD Başkanı Saydam, Çinliler’in Türkiye’de üretim için ciddi ilgisi olduğunu, şu anda birden fazla Çinli firmayla görüşüldüğünü belirterek, “Bunlar Çin’in en büyük firmaları. Çinliler gelecek, bu kaçınılmaz. Karşılarında olacağımıza yanlarında olmalıyız” dedi.

 

 

Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Albert Saydam 2023 yılı değerlendirme toplantısında, üretim, ihracat, maliyetler ve yatırımlara dair değerlendirme yaparken Çinliler’in Türkiye’de üretim için ciddi bir ilgisine de özellikle vurgu yaptı.

 

 

Saydam İstanbul'da gerçekleştirdiği basın toplantısında, “2023 yılı TAYSAD açısından çok yoğun geçti, üye sayımız 520’lere ulaştı ve böylelikle otomotiv tedarik sanayinin yüzde 85-90’ını temsil eder duruma geldik. Hedefimiz 2030’da dünyanın ilk 10 üreticisi arasına girmek. Bu noktada 34 ülkede 200’ün üzerinde yatırımımız var. Toyota da plug-in hibrit motorlu aracı imal ederken Türk tedarik sanayi kullanılıyor” dedi.

 

TAYSAD Başkanı Albert Saydam

 

 

‘Yatırım için birden fazla Çinli firma ile görüşmeler var’

 

Yaklaşık 1-2 yıldır Çinli otomotiv firmalarının Türkiye’ye ilgisi olduğunu, çeşitli araştırmalar ve görüşmeler yaptığını hatırlatan Saydam, şu ifadeleri kullandı: "Çinliler’in bu ilgisi özellikle son 2-3 ayda arttı ve bazı şeyler somutlaşma yoluna girdi. Lütfen olumsuz haberlere o kadar çok kapılmayalım. Yurt dışından yatırım bekliyoruz. Özellikle ana sanayi yatırımı bekliyoruz. Bu konular bizi en çok heyecanlandıran konular. Birden fazla Çinli firma ile görüşmeler mevcut. Hepimiz müjde bekliyoruz. Bu gelişmeler sadece bizim değil onların da yararına.” 

 

 

‘Çinliler zaten gelecek bari yanlarında olalım’ 

 

Yerli ana sanayinin hem de Avrupa’nın otomotiv sektöründe en önemli gündemlerinden biri Çin’in yükselişinin, tedarik sanayisindeki durumunun endişe meydana getirip getirmediğine dair önemli açıklamalarda bulunan Saydam şunları söyledi: "Ben Çin’i tehdit olarak görenlerdendim ve kendimi de eğitmeye çalışıyorum. Ama artık öyle görmüyorum. Çünkü Japonlar, Almanlar, Fransızlar, İtalyanlar ne zaman yatırım yapsalar hem kendi tedarik sanayiini getiriyorlar hem de yerel tedarik sanayisini de geliştiriyorlar.

Bizim son 50 senelik hikayemiz böyleydi. Çinliler ise kendileri bir araç üreticisi ve kendilerine ait tedarik sanayi ile geliyorlar, kendi fabrika alanından dışarı bile çıkmıyorlar. Ben bunu tehdit olarak görüyordum. Şimdi ise 'Gelmeliler çünkü zaten gelecekler bari yanlarında olalım' diyorum.

Çünkü bu gelişin karşısında durmak mümkün değil bir şekilde koluna girmemiz lazım. Şu anda dünyayı domine ediyorlar ve daha da edecekler. O zaman bizim onlardan öğreneceğimiz bir şeyler olacaktır. Yanında duramayıp karşısında durmayı deneyip çekilmek zorunda kalanlar da olacak. Şöyle söyleyeyim Avrupa yüzde 30 vergi koymuş, adamlar Avrupa’da, Macaristan’da anında ölü olan bir fabrikayı satın aldılar. Şimdi AB acaba nasıl ben bunu engelleyebilirim diyor, engelleyemezsin. O zaman mümkün olduğunca onlarla ortak olma kültürünü de öğrenmemiz lazım. Çin’i anlamak ve Çin’le çalışmak bizim 2024’te ajandamızda."

 

TAYSAD Başkanı Albert Saydam

 

 

‘Ana sanayi ile yeniden masaya oturmalıyız’

 

Özellikle ana sanayi yatırımı beklediklerini söyleyen Saydam, “Fakat ana sanayi ile tedarik sanayinin tekrar masaya oturması lazım. Nasıl otomotiv sektöründe kırıcı teknolojiler, dijital dönüşüm ve iş yapış tarzında bir dönüşüm varsa, sağlıklı ilerlememiz için 10 sene önce imzalanmış sözleşmelerin de değiştirilmesi lazım. Çünkü finansman maliyetleri, ödeme vadeleri, işçilik maliyetleri, enerji maliyetleri her şey değişti. Dünyada kartlar yeniden dağıtılıyor ve yeni kurallar koyuluyorsa, biz de diyoruz ki istikrarı tesis edelim” dedi.

 

TAYSAD Başkanı Albert Saydam

 

 

‘Yatırım düşünen yabancıların ilk sorusu eleman bulabilir miyim?’

 

Sektördeki eleman bulamama sorununa da değinen Saydam, "Bir taraftan işsizlik var diye konuşulurken bir taraftan da fabrikalar işçi, çalışan bulamıyor. Buldukları işçileri de sene bitmeden kaybediyorlar. Bu sorunda, çalışma huzurunu ve ekonomiyi bozan EYT’nin de rolü var. Örneğin Bursa’da, Sakarya’da, Gebze’de çalışan bulunamıyor. Şöyle bir örnek vereyim, yabancı bir firma Türkiye’ye yatırım yapmak istediğinde bize soracağı birçok soru varken, “Gebze’de işçi problemi gerçekten var mı” diye sordu. Bakın teşvikleri, elektrik maliyetini değil, eleman bulacak mıyım yatırım yaparsam diye sordu" ifadelerini kullandı.