Sahte yedek parçaya dikkat!
Türkiye’de otomotiv satış sonrası pazarındaki sahte ürün üretimine eğilim yükselişe geçti. Geçtiğimiz günlerde polis ekipleri tarafından 3 ayrı depoya düzenlenen operasyonla 40 bin adet sahte araç filtresinin ele geçirilmesi de bu konuyu tekrar gündeme getirdi.
Otomotiv sektörünün en önemli sorunları arasında yer alan sahte ürün imalatı son yıllarda daha da arttı. Geçtiğimiz günlerde polis ekipleri tarafından 3 ayrı depoya düzenlenen operasyonla 40 bin adet sahte araç filtresinin ele geçirilmesiyle de gözler tekrar sahte ürün sorununa çevrildi. Türkiye’de otomotiv satış sonrası pazarının çatı kuruluşu olan Otomotiv Satış Sonrası Ürün ve Hizmetleri Derneği’nin (OSS) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Anıl Yücetürk de konu ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Yıllardır sahte ve merdiven altı ürünlere karşı mücadele yürüttüklerinin altını çizen Yücetürk, söz konusu sorunun yalnızca satış sonrası sektörünün değil tüm otomotiv sektörünün önemli bir problemi olduğunu vurguladı. Yücetürk, “Araç tamir ve bakımı, birçok değişik unsurdan oluşan karmaşık bir zincir gibidir. Biz bu zinciri ‘Otomotiv Satış Sonrası Pazarı’ olarak adlandırıyoruz. Bu zincir içerisinde kendine yer bulmaya çalışan merdiven altı ve sahte imalat; hem tüketiciye hem ülke ekonomisine maddi zararlar verdiği gibi insan hayatına kast eden tehlikeli boyutlara varabiliyor. Özellikle son yıllarda sahte ürün imalatı daha da kolaylaştı. Dışarıdan bakıldığında direkt anlaşılamayan, fakat kullanımında maalesef büyük kayıplara sebep olabilecek bu durum, tüm araç kullanıcıları için büyük bir tehlike oluşturuyor” diye konuştu.
SAHTE ÜRÜN TANIMI İYİ YAPILMALI
Tüketicilerdeki sahte ürün algısının doğru oluşturulması gerektiğine dikkat çeken Yücetürk, “Toplumumuzda araç markası taşımayan ürünlerin sahte olduğu gibi çok yanlış algılar var. Sahte ürün; araç veya yedek parça üreticisi tarafından üretilen ya da ürettirilen ürünlerin tamamen dışındadır. Bu sahte ürünler; tamamen yasadışı yollarla merdiven altı olarak tabir edilen yerlerde üretilerek, hem araç hem de parça üreticisinin adının kullanıldığı ne olduğu belirsiz mamullerdir. Araç üreticisinin markasıyla üretilen parçalar daha yüksek fiyata satıldığı için, pazarda bu ürünlerin sahtesine denk gelme olasılığı daha fazla. Bununla birlikte satış sonrasına sunulan eşdeğer parça dediğimiz yedek parça üreticisi markalı ürünlerin, az da olsa sahtelerinin piyasaya sürülme ihtimali de mevcut” ifadelerini kullandı.
“OSS ÜYESİ SAHTE ÜRÜN SATMAZ!”
OSS olarak gerçekleştirdikleri kampanya ve işbirlikleriyle sahtecilikle mücadeleye hızla devam ettiklerini belirten Anıl Yücetürk, “Merdiven altı imalat ve sahte ürünlere karşı 2019’da başlattığımız bu mücadele; dernek yönetim kurulumuzun en önemli gündem maddeleri arasında yer alıyor. Perakendecilerin, servislerin ve son tüketicilerin bu konuda bilinçlenmesini sağlamak için çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyor ve OSS’yi sahte ürün ile mücadelenin merkezi haline getirmek istiyoruz. Elbette üyelerimizin de bu konuya olan hassasiyetlerinin bilinciyle, sektörde ‘OSS Üyesi Sahte Ürün Satmaz’ algısını da her geçen gün daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz” dedi.